YTÜ Alternatif Enerji Sistemleri Kulübü'nün (AESK) elektrikli otonom aracı ‘Icarus’, Polonya’da düzenlenen Shell Eco-Marathon Europe & Africa 2025 yarışmasında, ‘Autonomous Urban Concept’ kategorisinde dünya şampiyonu oldu. Bu büyük başarı, Hürriyet gazetesiyle yapılan özel haberle kamuoyuyla paylaşıldı.
Yarışmada parkuru tamamlayabilen tek takım olan AESK, enerji verimliliğinde de dikkat çekerek Türkiye’ye bir ilki yaşattı.
Haberin tamamı aşağıda;
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Alternatif Enerji Sistemleri Kulübü (AESK) Polonya’da düzenlenen Shell Eco-Marathon Yarışması’nda, elektrikli otonom araçları ‘Icarus’ ile dünya şampiyonu oldu. Araç hem yarışma parkurunu istenen sürede tamamladı hem de 1 kilovat enerjiyle neredeyse 178 kilometre gidebilme özelliğiyle enerji verimliliğinde öne çıktı.
Polonya’da 10-16 Haziran tarihlerinde düzenlenen Shell Eco-Marathon Europe & Africa 2025’te YTÜ AESK takımı, ‘Autonomous Urban Concept’ kategorisinde Dünya Şampiyonu oldu. Takım, ‘Battery Electric’ verimlilik kategorisinde ise 4’üncülük elde etti. 7 farklı kategoriden oluşan yarışma, enerji verimliliği odaklı bir mühendislik yarışması. Takımlar bu yarışmada en az enerjiyi harcayarak mümkün olan en uzun mesafeyi kat eden araçları tasarlıyor ve çalıştırıyor. 27 ülkeden 130 takımın yer aldığı yarışmanın otonom araç kategorisinde şampiyon olan AESK, 40 yıldır düzenlenen bu yarışmada şampiyon olan ilk Türk takımı oldu. Takımın danışmanı YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yiğit Arabul elde edilen başarıyı şöyle anlattı:
PARKURU TAMAMLAYAN TEK TAKIMDIK
AESK, 21 yıl önce kuruldu ve kulübün 80 üyesi var. 2008 yılından beri de bu yarışmaya katılıyoruz. Biz bu yıl yarışmanın otonom kategorisinde dünya şampiyonluğu elde ettik. Bu kategoride amaç, aracın otonom olarak 1.2 kilometrelik parkuru tamamlarken aynı zamanda verimli bir şekilde çalışmasıydı. Parkurda otonom aracın rota takibi yapması, engelleri aşması ve en sonunda park etmesi bekleniyordu. Parkur tamamlandıktan sonra da aracın verimliliğine bakıldı. Bu yıl parkuru tamamlayabilen tek takım olduk. Bu kategoride yarıştığımız diğer 11 takım, parkuru tamamlayamadı. Aracımızı otonom modunda çalıştırmak için bazı sensör eklemeleri yapıyoruz. Yarışma sırasında kendi kendine giden ve tüm kararları kendi alan aracın içinde bir kişi güvenlik nedeniyle sürücü koltuğunda oturdu ancak yarış boyunca ellerini havada tuttu. ‘Battery Electric’ kategorisinde ise aracı otonom modundan çıkardık ve aynı arkadaşımız bu kez ‘İcarus’u kendi kullanarak yaklaşık 14 kilometrelik parkuru tamamladı.
ARACI SIFIRDAN KENDİMİZ YAPTIK
Yarışmadaki takımların hepsi yarışamıyor. Çünkü ilk aşamada araçların teknik olarak yarışa uygun olup olmadığı kontrol ediliyor. Bu kontrolden geçemeyenler, parkuru göremiyor. O kısım bizce yarışmaktan daha zordu çünkü çok detaylı testler yapıldı. Şampiyonluğu elde ettiğimiz ve aracın otonom bir şekilde çalıştığı yarışmada ise 7 dakika içerisinde 1.2 kilometrelik parkuru tamamlamamız gerekiyordu. Biz yarışmayı 6 dakika 40 saniyede tamamladık. Aracımız otonom modunda 15 kilometre hızla gitti. Ancak otonom modundan çıkarıp bir sürücü kullandığında bu hız 35 kilometreye çıkıyor. Aracı geçtiğimiz ekim ayında sıfırdan yaptık. Yani şasinden kaplamasına kadar her parçasını tek tek atölyemizde ürettik. Aracın verimliliği temel önceliğimizdi. Bu nedenle üretimin her aşamasında ağırlığın ve sürtünmenin en alt düzeyde olmasına özen gösterdik.
TAM DOLUMDA 100 KİLOMETRE GİDİYOR
Kulüp başkanı ve YTÜ makine mühendisliği 2’nci sınıf öğrencisi Fatih Buğra Tüfek ise yarışmaya önceki yıllarda da katıldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Edindiğimiz tecrübeler doğrultusunda aracın ağırlığını geçen seneye kıyasla yüzde 30 oranında azalttık. Ayrıca motor kurgusunu da değiştirdik. Bu noktada arabamız 1 kilovat enerjiyle ortalama 178 kilometre yol alabiliyor. Yarış için tasarlanmayan ve günlük hayatta kullanılan elektrikli arabalarsa 1 kilovat enerjiyle ortalama 6-8 kilometre gidebiliyor. Bizimkinin bu kadar az enerjiyle çok fazla kilometre gidebilmesinin nedeni çok hafif, tek kişilik ve daha yavaş olması gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Ama tabii bu noktada ciddi bir verimlilik de söz konusu. Bataryamız 1 saatte şarj olabiliyor ve tek dolumda 100 kilometre gidebiliyoruz. Otonom araç kategorisinde iddialıydık ve dereceye girmeyi bekliyorduk. Ancak şampiyonluk biraz sürpriz oldu. Takım olarak çok disiplinli ilerliyoruz. Azimliyiz ve her başarıdan sonra bir yenisini nasıl elde edeceğimizi düşünüyor ve bu doğrultuda çalışmaya başlıyoruz. Hiç durmuyoruz. Başarıyı getiren en önemli etken hep daha iyiyi hedeflemek.”
YOLDA KUŞ GİBİ SÜZÜLÜYOR
YTÜ ekibi tarafından yarışma için özel olarak tasarlanan aracı test ettim. Süreç, aracı otonom modundan çıkarmamızla başladı. Icarus, görünüş ve yapı itibarıyla diğer arabalara hiç benzemiyor. Daha çok F1 araçlarını andırıyor. İçine girdiğimde oturur değil yatar pozisyonda konumlanmak gerekiyor. Araç, çalıştırılmadan önce yani durur vaziyetteyken dahi hafifliği nedeniyle sabit durmuyordu. Bu nedenle aracı çalıştırdığım ilk an yolda bir kuş gibi süzülmeye başladım. ‘İcarus’, yarıştan önce tüm teknik testlerden geçtiği için kendimi içinde tehlikede hissetmedim. Zaten diğer arabalara kıyasla oldukça yavaş giden bu araç, güvenlik konusunda beni hiç kaygılandırmadı. Ayrıca elektrikle çalıştığı için elbette hiç ses çıkarmıyor. Camlar güvenlik gereği kapalı olduğu halde dış sesleri rahatlıkla duyabildim ve verilen komutları bu sayede eksiksiz uygulayabildim. Kampüste yaklaşık 20 kilometre hızla yaptığım kısa turu sorunsuz bir şekilde tamamladım.
Haberin tamamına ulaşmak için tıklayınız. (https://www.hurriyet.com.tr/dunya/yildizli-icarus-sampiyon-oldu-42873461)
